Kurban’ın sözlükte ‘yaklaşmak, Allah’a yakınlık sağlamaya vesile olan şey, dini bir terim olarak ise, ‘ibadet maksadıyla belirli bir vakitte belirli şartları taşıyan hayvanı usulüne uygun boğazlamak, ya da bu şekilde boğazlanan hayvan’ anlamlarına geldiğini belirten Müftü Bulunmaz gücü yetenlerin mutlaka kurban ibadetini yerine getirmesi gerektiğini söyledi

“Kurban ibadetinde fert ve toplum açısından birçok yarar vardır”
Kurbanın, ilk insan ve peygamber olan Hazreti Âdem’den(aleyhisselam) günümüze kadar uygulana gelmiş önemli bir ibadet olduğunu ifade eden Bulunmaz, “Hazreti İbrahim ve oğlu İsmail'in sergilemiş oldukları samimiyet ve teslimiyetin nişanesi olmuştur. Bütün ibadetlerde olduğu gibi Kurban ibadetinde de fert ve toplum açısından birçok yarar vardır. Kurban ibadetinde Allah için samimiyetin sergilenerek bir taraftan sevap kazanılırken diğer yandan da toplumda bulunan ihtiyaç sahiplerine ihtiyaçları aktarılması neticesinde toplum birlikteliği ve huzuru sağlanması bakımından önemlidir. Kurban’ın ferde kazandırdığı güzelliklerden birisi de cimrilik hastalığından, dünyaya olan düşkünlüğünden korumasıdır. Nitekim kesilen kurbanların etlerini fakirlere ulaştırmanın verdiği haz ve heyecan, kişiyi mala olan düşkünlüğünden korur. Ayrıca insana verilen nimetlerin şükür ifadesi mahiyetinde bu hususa şu ayeti kerime ile dikkat çekilmiştir: “Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde (onları kurban ederken) Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.” (Hac,28) . Sosyal hayatta Kurban’ın manevi yararlarının yanı sıra, topluma sağladığı bir başka önemli husus ise, ticari hayata vermiş olduğu katkıdır. Kurban ibadetini yerine getirmek isteyenlerin oluşturduğu pazarlar, hem hayvan yetiştiriciliği yapanlara ekonomik alanda kazançlar sağlamaktadır.

“Kurban kulun Rabbine karşı duyduğu takvanın işaretidir”
Kurban ibadetini ayet ve hadisi şeriflerle anlatan Müftü Bulunmaz şunları aktardı:
Yüce Rabbimiz Kurban ile ilgili şöyle buyurmaktadır, “Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat ona sizin takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele.” (Hac,37) Kur’an-ı Kerimde ayrıca, “Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık. İşte sizin ilahınız bir tek ilahtır. Şu hâlde yalnız ona teslim olun. Alçak gönüllüleri müjdele!” (Hac,34) buyrulmaktadır. Hadis-i şeriflerde ise: “Kim imkânı olduğu halde kurban kesmezse bizim mescidimize yaklaşmasın” (İbn Mâce, “Edâhi”,2); “Günümüzde bizim için en önemli ibadetlerden biri namazdır. Ondan sonra evlerimize dönüp kurban kesmek olacaktır. Her kim (böyle) yaparsa Sünnetimize uygun iş görmüş olur” (Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih, Hadis No:515) buyrulmuştur. Kişi kurban kesmekle öncelikle Allah’ın emrine, Hz. Peygamberin sünnetine uymuş olur. Konunun önemine binaen Peygamber özelinde (Allah’ü a’lem insanlığa) Kur’an-ı Kerimde: “Rabbin için namaz kıl ve kurban kes” buyrulmaktadır.
Buna göre akıl sağlığı yerinde, buluğa ermiş (ergen olmuş), dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan her Müslüman’ın yerine getireceği mali bir ibadettir.
Bu duygu ve düşüncelerle (Ey Muhammed!) De ki: “Şüphesiz benim namazım da,diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (En’am, 162) Ayeti kerimesi hürmetine keseceğimiz kurbanları kabul eylesin. Hem kendisinin hem de bütün insanların razı olacağı bir hayat geçirmeyi ve neticede iki dünya mutluluğunu kazanmayı cümlemize nasip eylesin.”


“Kurban ibadetinde fert ve toplum açısından birçok yarar vardır”
Kurbanın, ilk insan ve peygamber olan Hazreti Âdem’den(aleyhisselam) günümüze kadar uygulana gelmiş önemli bir ibadet olduğunu ifade eden Bulunmaz, “Hazreti İbrahim ve oğlu İsmail'in sergilemiş oldukları samimiyet ve teslimiyetin nişanesi olmuştur. Bütün ibadetlerde olduğu gibi Kurban ibadetinde de fert ve toplum açısından birçok yarar vardır. Kurban ibadetinde Allah için samimiyetin sergilenerek bir taraftan sevap kazanılırken diğer yandan da toplumda bulunan ihtiyaç sahiplerine ihtiyaçları aktarılması neticesinde toplum birlikteliği ve huzuru sağlanması bakımından önemlidir. Kurban’ın ferde kazandırdığı güzelliklerden birisi de cimrilik hastalığından, dünyaya olan düşkünlüğünden korumasıdır. Nitekim kesilen kurbanların etlerini fakirlere ulaştırmanın verdiği haz ve heyecan, kişiyi mala olan düşkünlüğünden korur. Ayrıca insana verilen nimetlerin şükür ifadesi mahiyetinde bu hususa şu ayeti kerime ile dikkat çekilmiştir: “Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde (onları kurban ederken) Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.” (Hac,28) . Sosyal hayatta Kurban’ın manevi yararlarının yanı sıra, topluma sağladığı bir başka önemli husus ise, ticari hayata vermiş olduğu katkıdır. Kurban ibadetini yerine getirmek isteyenlerin oluşturduğu pazarlar, hem hayvan yetiştiriciliği yapanlara ekonomik alanda kazançlar sağlamaktadır.

“Kurban kulun Rabbine karşı duyduğu takvanın işaretidir”
Kurban ibadetini ayet ve hadisi şeriflerle anlatan Müftü Bulunmaz şunları aktardı:
Yüce Rabbimiz Kurban ile ilgili şöyle buyurmaktadır, “Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat ona sizin takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele.” (Hac,37) Kur’an-ı Kerimde ayrıca, “Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık. İşte sizin ilahınız bir tek ilahtır. Şu hâlde yalnız ona teslim olun. Alçak gönüllüleri müjdele!” (Hac,34) buyrulmaktadır. Hadis-i şeriflerde ise: “Kim imkânı olduğu halde kurban kesmezse bizim mescidimize yaklaşmasın” (İbn Mâce, “Edâhi”,2); “Günümüzde bizim için en önemli ibadetlerden biri namazdır. Ondan sonra evlerimize dönüp kurban kesmek olacaktır. Her kim (böyle) yaparsa Sünnetimize uygun iş görmüş olur” (Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih, Hadis No:515) buyrulmuştur. Kişi kurban kesmekle öncelikle Allah’ın emrine, Hz. Peygamberin sünnetine uymuş olur. Konunun önemine binaen Peygamber özelinde (Allah’ü a’lem insanlığa) Kur’an-ı Kerimde: “Rabbin için namaz kıl ve kurban kes” buyrulmaktadır.
Buna göre akıl sağlığı yerinde, buluğa ermiş (ergen olmuş), dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan her Müslüman’ın yerine getireceği mali bir ibadettir.
Bu duygu ve düşüncelerle (Ey Muhammed!) De ki: “Şüphesiz benim namazım da,diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (En’am, 162) Ayeti kerimesi hürmetine keseceğimiz kurbanları kabul eylesin. Hem kendisinin hem de bütün insanların razı olacağı bir hayat geçirmeyi ve neticede iki dünya mutluluğunu kazanmayı cümlemize nasip eylesin.”
