İnsanın en derin arzusu nedir? Acıyı aşmak ve varoluşun çetin koşullarında anlam aramak mümkün müdür? Yaşamın bizden ne beklediğini keşfettikten sonra bunu umutsuz insanlarla paylaşmak mücadeleyi güçlendirir mi? Peki insanı insan yapan nedir?
Yirminci yüzyılın psikiyatrlarından Viktor E. Frankl, İnsanın Anlam Arayışı kitabında, kurucusu olduğu logoterapinin ilkelerini, İkinci Dünya Savaşı sırasında bir toplama kampındaki deneyimleri eşliğinde anlatıyor. Açlığın yanı sıra hastalık ve gardiyanların çeşitli eziyetleri ile adeta ölüme hapsedilen toplama kampı sakinlerinin tüm bu zorlukların üstesinden gelebilmek için yapmaları gerekenleri kendi tecrübeleriyle aktaran Frankl, hayattan ne beklediğimizden ziyade hayatın bizden ne beklediğini keşfetmenin önemini hatırlatıyor. İnsanın Anlam Arayışı ile insanlık tarihinin gördüğü acılara tanık olacak, merhametsizliğin boyutlarını kavrayacak ve zulmün hüküm sürdüğü zamanlarda umudun peşinden sürüklenmenin ne anlama geldiğini toplama kamplarının buz gibi gerçekliğiyle göreceksiniz.1 İnsanın bu anlam arayışını ilerleyen yazılarda bütünüyle ele alacağız elbette ama bu arayışta genel anlamda etkili olan unsurlara yer vermek istiyorum. Daha sonra asıl yolculuğumuza kaldığımız yerden devam etmek istiyorum.
Anlam arayışı, insanlık tarihinin en eski konularından biridir ve herkesin hayatında önemli bir rol oynar. Bu konuda daha derinden irdelemek için öncelikle, insanların anlam arayışının kaynaklarını ve nedenlerini anlamak önemlidir. İnsanların anlam arayışının kaynakları arasında, özgürlük, mutluluk, başarı, kişisel değer ve toplumsal kabul gibi faktörler yer alır. Aynı zamanda, bireyin hayatındaki olaylar, deneyimler, inançları ve değerleri de anlam arayışının belirleyici faktörleridir. Anlam arayışı konusuyla ilgili birçok perspektif bulunabilir. Örneğin, bu arayışın insanlarda yarattığı stres, kaygı ve depresyon gibi olumsuz duyguların yanı sıra, umut, neşe ve tatmin gibi pozitif sonuçları da vardır. Ayrıca, farklı inanç sistemleri, felsefeler ve kültürlerin anlam arayışını nasıl ele aldığı ve insanların bu alanlardan nasıl faydalanabileceği de incelenebilir. İnsanların anlam arayışını anlamak için birçok kaynaktan yararlanabiliriz. Bu kaynaklar din psikoloji, felsefe, tarih ve sosyoloji gibi disiplinlerden oluşur.
İnsanın anlam arayışında özgürlük kavramı önemlidir. Özgürlük, insanların kendi hayatları üzerinde kontrol sahibi olma ve istedikleri şekilde hareket etme yeteneği anlamına gelir. Bu, insanların seçimler yapma ve kendi değerleri ve inançları doğrultusunda hareket etme özgürlüğüne sahip olmaları anlamına gelir. Örneğin, bir insanın iş hayatında veya kişisel yaşamında anlamlı bir amaç bulması için özgürlük hissi önemlidir. Aynı zamanda, özgürlük, insanların toplumsal baskılardan kurtulma ve kendilerini ifade etme özgürlüğüne sahip olmalarını da sağlar. Bu, insanların kendi benliklerini keşfetmelerine ve kendilerini daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir. Ancak, özgürlük kavramı tamamen belirsizlik ve sınırsız seçimler ile ilgili değildir. Bazı durumlarda, insanlar seçimlerinin sonuçları ile başa çıkamayabilirler ve bu durum onların anlam arayışını engelleyebilir. Bu nedenle, özgürlük kavramı, insanların seçim yapma yeteneği ile, sorumluluk almayı ve kararlarının sonuçlarına katlanmayı da içermelidir. Sonuç olarak, özgürlük kavramı, insanların seçim yapma ve kendi değerleri doğrultusunda hareket etme özgürlüğüne sahip olmaları, hayatlarının anlamlı olmasına ve kendilerini ifade etmelerine yardımcı olur.
Mutluluk, insanların kendilerini iyi hissetmeleri ve hayatlarının anlamlı olduğunu düşünmeleri anlamına gelir. İnsanlar, hayatlarını anlamlı kılan ve onları mutlu eden şeyleri keşfetmek için sürekli olarak bir anlam arayışı içindedirler. Mutlu olmak, insanların kendilerini daha iyi hissetmelerine ve hayatta daha olumlu bir bakış açısı geliştirmelerine yardımcı olabilir. Birçok insan, mutluluğun nesnel bir kavram olduğunu düşünürken, diğerleri onun daha çok öznel olduğunu savunur. Her insan, mutluluğu farklı şekillerde algılayabilir ve herkesin hayatında mutlu olmasını sağlayacak farklı faktörler vardır.
Ayrıca, insanların hayatlarında mutluluğu ararken, bazen yanıltıcı şeylere de yönelebilirler. Örneğin, maddi zenginlik veya statü elde etmek, birçok insan için mutlu olmakla ilişkilendirilirken, bu faktörlerin aslında mutluluk getirip getirmediği tartışmalıdır. Bunun yerine, insanlar kendi değerlerine uygun hedefler belirlemeli ve onları gerçekleştirmeye çalışarak mutluluğu elde etmeye çalışmalıdır. Mutluluk kavramı kişisel bir deneyimdir ve herkesin mutluluk için farklı faktörlere ihtiyacı olabilir.
Başarı, insanların kendilerini iyi hissetmeleri ve hayatlarının anlamlı olduğunu düşünmeleri anlamına gelir. İnsanlar, hayatlarını anlamlı kılan ve onları mutlu eden şeyleri keşfetmek için sürekli olarak bir anlam arayışı içindedirler. Başarı, insanların hayatlarında anlam arayışı içindeki birçok faktörden biridir. Ayrıca, başarı insanların kendilerine güvenlerini artırabilir ve hayatlarının kontrolünü ellerinde tuttukları hissini yaratabilir. Başarı kavramı aynı zamanda, hayatta karşılaşılan zorluklar ve başarısızlıklarla da ilişkilidir. Başarısızlıklar, insanların hayatlarında olumsuz bir etki yaratabilir ve insanların kendilerine olan güvenlerini sarsabilir. Ancak, başarısızlıklar, insanların kendilerini geliştirmeleri ve hayatta daha iyi sonuçlar elde etmeleri için fırsatlar sunar.
Kişisel değerler, insanların hayatta neyin önemli olduğuna ve hayatlarının anlamını nasıl bulacaklarına dair temel inançlardır. İnsanların kişisel değerleri, hayatlarını anlamlı kılan şeyleri tanımlar ve onlara hareket etme yönü verir. Kişisel değerler, birçok farklı faktörden etkilenir. Bu faktörler arasında, aile ve kültürel arka plan, yaşam deneyimleri, inançlar ve kişisel tercihler yer alır. İnsanların kişisel değerleri, kişilikleri, davranışları ve tutumlarına yansır. Kişisel değerlerin, insanların hayatta neleri başarmak istediklerini ve neleri önemseyip önemsemediklerini belirlemede önemli bir rolü vardır. Kişisel değerlerin farkında olmak ve onlara göre hareket etmek her zaman kolay değildir. İnsanlar, hayatlarında değer verdikleri şeyleri belirleme konusunda zorluklarla karşılaşabilirler. Ayrıca, kişisel değerlerin değişebileceği ve zamanla farklılaşabileceği unutulmamalıdır. İnsanlar, hayatlarında anlam ve amaç arayışlarında, kişisel değerlerinin farkında olarak, kendileri için anlamlı bir yaşam oluşturabilirler.
Toplumsal kabul, toplum içinde bireylerin davranışları ve tutumlarına karşı gösterilen onay veya kabul edilmişlik halidir. İnsanlar, toplumsal kabulün sağladığı hissiyat nedeniyle, toplumun kabul ettiği normlara uygun olarak hareket etmeye, toplumun beğenisini kazanmaya ve toplumun saygısını kazanmaya çalışırlar. İnsanların toplumsal kabul arayışı, kişisel değerlerinden veya arzularından farklı olabilir. İnsanlar, toplumsal kabulü, kişisel mutluluklarından daha önemli görebilirler ve bu nedenle, toplumun beklentilerine uygun davranmaya çalışırlar.
Toplumsal kabul arayışı, insanların hayatlarını belirleyen tek faktör değildir. İnsanlar, kişisel değerleri ve hedefleri doğrultusunda hareket etmek isteyebilirler ve toplumsal kabulün dışında kalmayı göze alabilirler. Ayrıca, toplumsal kabul değişken olabilir ve toplumun kabul ettiği şeyler, zamanla değişebilir. Bazı durumlarda, toplumsal kabul arayışı, insanların kendilerine zarar verebilecek veya başkalarına zarar verebilecek davranışları benimsemelerine neden olabilir. Örneğin, bir grup içinde sigara içmek veya uyuşturucu kullanmak, toplumsal kabul arayışından dolayı, insanların kendilerine zarar vermelerine neden olabilir. Benzer şekilde, bir grup içinde ayrımcı davranışlarda bulunmak veya şiddet kullanmak, toplumun kabul ettiği davranışlara uyma çabasından kaynaklanabilir. İnsanlar, toplumun beklentilerine uygun davranarak, toplumun kabulünü kazanmaya ve toplumda saygı görmeye çalışırlar. Ancak, toplumsal kabul arayışının, kişisel değerler ve hedeflerle çatışabileceği unutulmamalıdır.
Birçok psikolog ve filozof, insanın anlam arayışı üzerine yaptıkları çalışmalarında, kişinin hayatındaki olayların büyük bir etkisinin olduğunu belirtmişlerdir. Örneğin, insanların hayatındaki travmatik olaylar, ölümler, hastalıklar, ayrılıklar, kayıplar gibi durumlar, insanların hayatlarına ve anlam arayışlarına etki edebilir. Bu gibi olaylar, insanların hayatlarını anlamsız ve boş hissetmelerine, umutsuzluğa kapılmalarına, kendilerine ve yaşama karşı umutsuzluğa kapılmalarına sebep olabilir. Diğer yandan, hayatındaki olumlu olaylar da insanların anlam arayışına etki edebilir. Örneğin, sevgi, arkadaşlık, aile, başarılar ve tatmin edici bir iş gibi unsurlar, insanların hayatlarına anlam katabilir ve onların hayatlarında önemli bir yere sahip olabilir. Bu gibi olaylar, insanların kendilerine olan güvenlerini artırabilir ve hayatlarının anlamlı olduğunu hissetmelerine yardımcı olabilir.
İnsanların hayatındaki deneyimler, onların değerlerini ve inançlarını şekillendirebilir. Bu değerler ve inançlar, insanların hayatlarına anlam katan faktörlerdir. Örneğin, bir kişinin insan haklarına verdiği önem, onun hayatının anlamını belirleyebilir. Bir başka kişi ise, sanat, müzik veya doğa gibi şeylerin kendisi için ne kadar önemli olduğunu düşünebilir. İnsanların hayatındaki olaylar, hem olumlu hem de olumsuz olaylar, insanların hayatlarını şekillendirebilir, onların değerleri ve inançlarına yön verebilir ve hayatlarının anlamını belirleyebilir.
İnsanın anlam arayışı, deneyimler, inançlar ve değerler gibi birçok faktöre bağlıdır. Bu faktörler birbirleriyle etkileşime girerek insanın dünyayı ve kendisini nasıl anladığını ve hayatında nelerin önemli olduğunu belirler. Deneyimler, insanların hayatları boyunca edindikleri tecrübelerdir. Bu deneyimler, insanların dünya görüşlerini, inançlarını ve değerlerini şekillendirir. Olumlu deneyimler insanların hayatlarını olumlu yönde etkileyerek, kendilerine olan güvenlerini artırarak ve kendilerini daha anlamlı hissetmelerine yardımcı olabilir. Örneğin, bir kişinin işinde başarılı olması, onun kendisine olan güvenini artırarak hayatını daha anlamlı hale getirebilir.
İnançlar, insanların hayatta neye inandıklarını ifade eder. Din, felsefe, ahlak, adalet, insan hakları gibi konulara olan inançlar insanların dünya görüşünü belirler. İnsanların inançları hayatlarında neyin önemli olduğuna karar vermelerinde ve hayatlarına anlam katmalarında büyük rol oynar. Örneğin, bir kişi için aile bağlarına ve birlikte zaman geçirmeye verdiği önem, onun hayatını anlamlı hale getirebilir. Değerler ise, insanların sahip olduğu önemli özelliklerdir. İnsanlar için farklı değerler önemli olabilir. Bazı insanlar için dürüstlük, saygınlık, sadakat önemli olabilirken, diğer insanlar için adalet, özgürlük, eşitlik gibi değerler daha önemli olabilir. İnsanların değerleri, hayatta neyin önemli olduğunu belirlemede ve anlam arayışlarında önemli bir role sahiptir.
İnsanların deneyimleri, inançları ve değerleri, dünya görüşlerini ve hayattan beklentilerini şekillendirir. Bu faktörler, insanların kendilerine ve hayatlarına anlam katmalarında büyük rol oynar. Bir kişinin hayatındaki deneyimler, inançları ve değerleri, kendisini daha mutlu ve tatmin olmuş hissetmesine yardımcı olabilir. Bu nedenle, insanların bu faktörleri göz önünde bulundurarak hayatlarını anlamlı hale getirmeleri önemlidir.
İnsanın anlam arayışında etkili olan unsurları açıklamaya çalıştık. Dediğimiz gibi bu unsurlar kişiden kişiye değişecek olup ona göre bir hayatın şekillenmesine sebeb olacaktır. Bizlerde din olarak İslam ile müşerref olduğumuz için doğal olarak anlam arayışımız bu minvalde olacaktır elbette.
İslam dininin insanın anlam arayışındaki rolü, birçok farklı boyutta ortaya çıkar. İlk olarak, İslam, insanların Allah'a ibadet etmelerini ve O'na yönelmelerini öğütler. Bu, insanların kendilerini tanımalarına, Allah'ın gücü, bilgeliği ve merhameti hakkında bilgi edinmelerine ve kendilerini Allah'ın yaratılış amacına adama konusunda motive olmalarına yardımcı olur. İslam'a göre, insanların hayatındaki anlam, Allah'ın emirlerini takip etmek ve O'na kul olmaktan geçer.
İslam'ın anlam arayışındaki ikinci boyutu, insanların diğer insanlara yardım etmeleri, adaletli ve dürüst olmaları, kötülükle mücadele etmeleri ve diğer iyilikler yapmaları gerektiğini öğütlemesidir. İslam'a göre, bu davranışlar insanların kendilerini ve başkalarını korumalarına yardımcı olur ve toplumda barış ve huzurun korunmasına katkı sağlar. İslam, insanların iyilik yaparak ve hayır işleri yaparak Allah'ın rızasını kazanacaklarını öğretir. Bu, insanların hayatında anlam ve amaca sahip olmalarına yardımcı olur.
Üçüncü olarak, İslam, insanların doğayı ve diğer insanları saygı ve sevgiyle korumaları gerektiğini öğretir. İslam, yaratılan her şeyin Allah'ın kudret ve hikmetinin bir yansıması olduğuna inanır ve bu nedenle doğayı ve çevreyi korumanın önemini vurgular. Ayrıca İslam, diğer insanlara saygı göstermenin ve onlara iyilik yapmanın önemini de öğretir. Bu, insanların hayatta anlamlı ilişkiler kurmasına ve birbirlerine destek olmasına yardımcı olur.
Sonuç olarak, İslam'ın insanın anlam arayışındaki rolü, insanların Allah'a yönelmelerine, iyilik yapmalarına, doğayı ve diğer insanları saygıyla korumalarına ve barış ve huzurun korunmasına katkı sağlamalarına yardımcı olmaktır. İslam'a göre, bu davranışlar insanların hayatını anlamlı hale getirir ve Allah'ın rızasını kazanmalarını sağlar. Dikkat ederseniz İslam insanın yaratıcısı, kendisi, diğer insanlarla ve çevre ile olan tüm ilişkisine yer vererek daha kapsamlı bir minvalde öğütler vermekte ve bu anlam arayışına ışık tutmaktadır. Yazımızın ilerleyen serisinde bilimsel terapiler ile konumuzu derinlemesine işleyip daha çok günümüz güncel sorunlarına cevaplar aramaya çalışacağız.
Alternatifler oluşturmayı, adil ve etik olmayı benimsemeyi öğrenmemiz ve öğretmemiz gerekiyor. Satın aldığımız her ürünle, yaptığımız her eylemle, kurduğumuz her cümleyle yaşamak istediğimiz dünyanın temellerini atıyoruz, bunun farkına vardığımızda dünyayı daha güzel bir yer haline getireceğiz. Bir başka yazıda görüşmek duasıyla…
….devam edecek inşallah.