Herkes kendi bulunduğu köşeden ve bulunduğu yere göre düşünür ve karar verir, hüküm koyar. Çok az insan olaylara ve kurumlara objektif bakıp değerlendirme ve analiz yapar. Herkes tuttuğu takımın, partinin en iyisi olduğunu ve bunun iyilikleri üzerinden yazar, çizer söylem üretir.
Gerek yazılı, gerek görsel medyada herkes tutuğu partinin iyi yönlerini sayar ve bunun için kendisine oy verilmesi gerektiği üzerinden insanları ikna etmeye çalışır. Geldiğimiz nokta ve tüm partilerin gözden kaçırdıkları bir durum var bana göre. Şu anda Ak Parti kendisine neden oy verilmesi gerektiğinin gerekçesini; geçmişte yaptığı tüm iyi işleri sayarak insanları ikna etmeye çalışan bir dil kullanmaktadır. Geleceğe ilişkin gerçekçi ve somut bir söz söylediğini duymadım. Diğer partilerde aynı şekilde geleceğe ilişkin gerçekçi ve somut bir proje ve programlarının olduğuna ilişkin bir söylem görmedik. Tüm partiler kısır döngü içerisinde dönüp dolaşır, ya da birbirlerine kötü söz ve hakaretlerde bulunur, ya da birbirlerini iş bilmez olarak itham etmektedirler. Belki de hiç bir devlette olmayan bir söylemle; yani yüksek sesle konuşarak, kavgacı bir dil kullandıklarını teessüfle görüyoruz.
AK Parti kendisine neden oy verilmesi gerektiğinin söylemleri dediğimiz gibi, eskiler üzerinden gitmektedir. Evet AK Parti küçümsenmeyecek işler yaptı. Ancak bir şahsı, bir kurumu, bir partiyi sorularken, şu değerler üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Yapması gerekirken yaptıkları, yapması gerekirken yapmadıkları ve yapmaması gerekirken yaptıkları nelerdir, bunlar üzerinden değerlendirilmesi gerekir.
Birinci husus; Ak Parti yapması gerekirken yaptıkları. Bunların bir kısmını yapmıştır. Bunlardan önemli olanlardan birisi devletin sosyal bir devlet olduğunu gösterip tüm vatandaşlara devletin imkânlarından faydalanmasını sağladı.
İkinci husus; Yapması gerekirken yapmadıkları;
AK Parti bu konuda sınıfta kaldı ve halen bu konuyu hiç değerlendirmediği gibi bu konuda da bir plan ve programı olmadığı, milletvekillerini, ilçe ve il başkanlarının bu konuda bir fikirleri, dertleri ve davaları olmadığını görüyoruz. AK Parti her şeyden önce kendisinden beklenen ve yapmadığı hizmetlerinden bir kısmını derine inmeden başlıklar halinde sıralamak gerekirse;
-Uyuşturucu ile mücadelede zayıf kalmış ve ne yazık ki bu durum zaman geçtikçe daha artmaktadır.
-Gençleri uyuşturucuya karşı korumak için hiçbir tedbir, seminer yapmadıkları
-Gittikçe ailelerin dağılmasında etkin nedeni olan 6284 sayılı aile koruma kanunun tartışmaya açmadığı gibi buna kayıtsız kalması,
-Aile birliğinin sağlanması için ebeveynlere ilişkin hiç bir seminer ve bu konuda bir program yapmadıkları.
-Ülkemiz bir çok etnik grup, ırk, mezhep ve dinden mensup zengin bir vatandaştan oluştuğu, bütün bu farklılıkların zenginlik olduğu, ayrışmaya değil,tanışmaya ve güzel bir gelecek için hep birlikte çalışmak gerektiği, sevgi ve saygının ön planda bulunması gerektiği hususunda hiç bir seminer ve program yapmamıştır.
-Toplumsal uzlaşmayı zedeleyen ve toplumsal uzlaşmayı birleştiren hususlar üzerinden hiç kafa yormamış bu konuyu dert edinmemiştir.
-Ak Parti 16 yıl iktidarda olmasına rağmen halen Milli Eğitime gereken eğitim sisteminde hiç bir mesafe kaydetmemiştir. (Her yıl eğitim sistemi değişiyor.)
-Okullardan mezun olan tüm öğrenciler, tamamen suç yapmaya meyilli, uyuşturucu kullanmaya müsait tüm dünyaları haz ve hız olan bir gençlik mezun olmaktadır. Bunu önleyecek hiç bir proje ortaya koydukları, ya da bu durumu değerlendirdikleri görülmemiştir.
-Tarım ve hayvancılıkta aynı şekilde hiçbir şekilde 5 yıllık bir proje bile üretmedikleri, günü kurtarma projelerle geçiştikleri görülmektedir.
-Oysaki Türkiye gibi bir ülkenin Tarım ve Hayvancılık üzerinden istikrarlı ve samimi proje üretilmiş olsaydı, büyük ihracatlar yapılabilecek duruma gelinmiş olunacaktı.(bu ürünleri halen ithal ediyoruz.
-Vatandaş ve devleti birleştirecek, aradaki mesafeyi kaldıracak adımlar atılması gerekirken yapılmamıştır.
-Nitelikli, dava adamı, dertli ve milletini seven şahsiyetlerle yola devam edilmesi gerekirken hiç bir niteliği ve vasfı olmayan insanlarla yürümesi insanları rahatsız etmiştir.
-Toplumun kaygılarını ve beklentilerini yerinden tespit edip rapor hazırlayıp merkezde değerlendirilmesi ve buna göre politika üretilmesi gerekirken , hiç bir şeklide halkın sesine kulak verilmedi.
Üçüncü husus yapmaması gerekirken yaptıkları;
-AK Parti son 2-3 yıldır çok aşırı derecede rüşvete ve ihalelere fesat karıştırma, menfaat sağlama hususunda hiç çekinmeden izin vermiştir.
-Halkın beklentisi olan Adalete karşı son derece lakayt kalmış ve Adaletsizlik her alanda sirayet etmesine göz yummuştur.
-İlçe ve İl Başkanları bir kaymakam gibi bir Vvli gibi devletin her kurumuna müdahale etme izni vermiştir. (Tek partili dönem gibi)
-işsizlik rakamlarını düşüreceğim derken, iş kur adı altında insanlarımızı özellikle gençleri tembelliğe, zahmetsiz para kazanmaya teşvik etmiştir. Bununla beraber bu imkandan faydalanan insanların kahir ekseriyeti ihtiyacı olmayan insanlara verildiği, ihtiyacı olan insanların istihdam edilmemesi toplum içinde güvensizlik ve düşmanlığa neden olmasına izin vermiştir.
-Ohal ‘a gerek olmadığı halde Ohal ‘ın halen devam etmesindeki ısrarı, halkın kendilerini güvende hissetmemelerine neden olmaktadır.
-Şehit ve Gazi yakınları adı altında sadece maaş bağlamak için resmi kurumlara ihtiyaçtan fazla alım yapılmıştır, bu hem israf hemde çalışacak iş gücünü oturmaya alıştırmaktır. (oysaki bunlara farklı şekilde farklı alanlarda istihdam edilebilirdi)
-Son iki-üç yıl aşırı derecede israf yapılmaktadır. Buda halkın gözünden kaçmamaktadır.
Ak Parti’nin yapmaması gerekirken yaptıkları; halkın nezdinde aşırı derecede nefrete ve güvensizliğe sevk etmektedir. Bir toplumda nefret ve güvensizlik hâkim olursa, orada terör, anarşi ve toplumu kötü olaylara yönlendirecek her türlü istismara yol açılmış olacaktır. Dolayısıyla yaptığınız, ya da yapacağınız milli silahların toplumsal bağları güçlendirecek kadar değeri olmadığını bilinmesi gerekir. Önemli olan toplumsal barışı zedeleyecek tüm ahlaksızlığın önüne geçilmesidir.