Güneydoğu Anadolu Bölgesini diğer bölgelerden ayıran diğer bir özelliği de siyasi yönüdür. Ülkenin hiç bir bölgesinde olmayan sadece bu bölgeye has olan Ağalık sistemi mevcuttur. Ağalık sistemi dünyada çok değişik şekillerde kendini göstermekle birlikte zamana göre bazı değişiklikler göstermiştir. Ancak bölgede halen aynı ağalık sistemi hâkimdir. Ağalık sistemi her ne kadar Cumhuriyet kurulduğunda ağalık sistemi kaldırıldığı yönünde beyanatlar olsa da, gerçekte bölgede ağalık sisteminin devam etmesi tamamen sistemin eliyle desteklenmekte ve bu güne kadar devam etmektedir. Cumhuriyetten önceki ağalar; kendilerine göre bir kimliği, kişiliği, itibarı olmakla birlikte; o yerinin hâkim ve savcısıydı. Adaletle hükmeder, toplumda olan sorunları ve haksızları kendilerine has yöntemlerle çözmeye çalışırdı. Ancak Cumhuriyet tarihinden sonra sistem bu tür ağaları diskalifiye edilmiş ve kendisi yeni ağalar üretmiştir. Bu yeni yetme ağalar; daha önce eşkıyalık yapan, çete olan, köyler arası hırsızlık şebekesi olanların liderine silah-güç verip sistemin adamı yapmak için kullanmış ve zamanla bu hiç özelliği olmayan, örfe, âdete ve hiç bir inanca sahip olmayan kişileri insanların başına ağa olarak musallat etmiş ve bu kişiler kendilerine ağa olarak nitelendirmeye başlamış ve halkta güç ve sopanın etkisiyle yeni ağaları kabul etmek zorunda kalmıştır. Böylelikle sistem ucuz yöntemlerle bölge insanını bu şekilde terbiye ve kontrol etmeye çalışmıştır. Ancak bu çözüm beraberinde daha fazla sorunlar getirmiş bu sorunlar büyümüş ve sisteme çok pahalıya sebep olan siyasi sorun olmuştur. Sistem halen bu sorunu çözememiş olmakla birlikte, bugün bu sorunu dış güçler bize karşı kullanmaktadır.
Bölge medreselerle doludur. Ülkenin hiç bir bölgesinde bu kadar, bu yoğunlukta medrese yoktur. Bir yerde çok medrese varsa bu o bölgenin din adamlarına ve dine verdikleri değeri gösterir. Ancak cumhuriyetten sonra bu medreseler kapatılmış, din adamları idam sehpalarında şehit edilmiştir.
Bölge aynı şekilde Cumhuriyetten sonra hep ülkenin adeta bir kamburu olarak görülse de; aslında ülkenin hem ekonomik, hem sınaî, hem tarım ve hayvancılık ve siyaside gelişmemesinin sebebinin bu bölgenin kendine has kimliği ve özelliği ile yönetilmediğinden, bölgenin gerçek zenginliğinin anlaşılmadığından; bu farklı özelliği ve zenginliği aksi ve aykırı olarak görülüp sorun olarak görüldüğünden kaynaklanmıştır. Cumhuriyet tarihinde bu bölgenin kendine has inancı, kültürel özelliği ve zenginliği yok sayılmış ve bölgenin inanç, örf ve adetlerine ait olmayan yönetim sistemi, batı hayatını zorla ve baskıyla uygulatılmak istenmiş ve bu tepki gösterilmiş, gösterilen tepki çok acımasızca bastırılmış ve tarihe katliamlarla anılır olmuştur.
Bölge halen ülkenin kamburu olarak görünmekte olup, cumhuriyet tarihinde yapılan tüm baskı ve katliamların cezasını halen hem ülke yönetimi hem de bölge insanı çekmektedir.
Bölge ülkenin diğer bölgelerinden çok farklı özelliğe sahip olarak görünse de, böyle bir bölgenin sorunları çözümsüz görmemek gerekir.
Çözüm olarak;
Bölgenin tüm bu farklılık olarak görülen özellikleri zenginlik olarak görülüp bakılsa, her farklı özelliğinin ayrı bir zenginliğinin olduğu kabul edildiğinde; ülkeye kambur olarak değil tamamen artı özelliği ile ülkeyi hem ekonomik, hem sınaî, hem hayvancılık, tarım ve siyasi olarak ta kalkındıracak ve ülkeyi dünyada iyi bir konuma getirecektir.
Tabi bu durumu düzeltecek merci siyasi iradedir. Siyasi irade baskı ve dışlayıcı bir dil ve siyasetten uzak yapıcı ve kucaklayıcı bir dil oluşturması gerekir.
Siyasi irade bu bölgeye yönetici/milletvekili/belediye başkanı/il ve ilçe başkanı v.s. atamalarını yaparken; bölgenin kendine has özelliğini bilen, inanç ve kültüre saygısı olan, halkın içinden gelen ve halkın kaygı ve umutlarını bilenleri tercih etmesi gerekir.
Bölgede atıl bırakılan medreselere resmi işlev kazandırarak aktifleştirilmesi gerekir.
Bölgenin hızla büyüyen nüfusunu doğum haplarıyla kontrol altına almak yerine; bu nüfusu doğru ve ülkeye katkı sağlayacak yerlere kanalize etmesi için proje üretmesi gerekir.
Bölge hayvancılık ve tarıma çok elverişli bir yerdir. Siyasetçilerin günü birlik politikalar üreterek, yandaşlarına haksız ve yersiz bir şekilde İş ve İşçi bulma kurumundan bir kaç aylık iş vererek işsizliğe çare olmadığı anlaşılması gerekir. Bölge Hayvancılık ve Tarıma elverişli bir bölge olması nedeniyle, hayvancılık ve tarıma ciddi ve takip edilecek şekilde köylüleri bu yönde hem bilinçlendirme ve hem de kredi verme şeklinde desteklenmelidir. Bu proje hakkaniyete uygun ve takip edildiğinde kısa sürede ülkenin tarım ve et ithalatı, ihracata döndüğü görülecektir.
Bölgeye gönderilen yönetici ve öğreticilere bölgenin farklı özellik ve zenginliği, inanç ve kültürünün olduğunun ve bölgenin hassasiyetinin anlatılması, öğretilmesi gerekir.
Bölgede, Kürtçe, Arapça, Süryanice konuşan milletler olduğundan bu milletlerden olan insanların dillerini, edebiyatlarını öğrenmek için yerel yönetimlerce okulların yaz tatilinde kurslar açılıp isteyen dilini, edebiyatını öğrenme şansı vermesi gerekir.
Her ilde Üniversite olması hesabıyla; her ilin üniversitesinde bir araştırma bölümü açılarak; o ilin sorunları, halkın devletten beklentileri, halkın devlet politikasında yanlış olduğunu düşündükleri hususları tespit edip çözümler üretmesi, devletle halkın arasında sıkı sıkı bir bağın oluşmasına sebebiyet verecek ve halk ile devlet arasında karşılıklı güven oluşacak.