İnsanımızın kafası karışık. İnsanımızın kafası hiç bu kadar karışmamıştır diye düşünüyorum.
Malum seçim Arifesine girmiş bulunuyoruz. Hem de bu geçiş malum çok hızlı olmuştur. Milletimiz
iktidar partisini kendisine çok yakın hissettiğinden ve iktidar partisi her defasında milletin partisi
olduğunu deklare etmesi, sürekli halkı umutlandırmış ve halkın desteğini almıştır. Ancak Millet
olarak bir kısım cüzi talepleri dışında hiç bir zaman milletin beklentisini yerine getirmemiştir. Ve
millette her defasında mevcut iktidar partisine kredi vererek bu sefer kesin milletin beklentisi
yerine gelecek diye oy vermiştir. Yani millet sürekli iyi niyetini koruyarak bir gün milletin geniş ve
toplumsal sorunların çözüleceğini umut etmiştir.
Şu anda görüldüğü kadarıyla millet Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve milletvekillerine son derece öfkeli ya da kalp kırıklığı olduğu görünmektedir. Bu öfke veya kalp kırıklığı tamamen milletin beklentilerinin yerine getirilmemesidir .Millet, artık Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan’a ve milletvekillerine oy vermek istememekle birlikte, muhalefette güven verecek, milletin değerlerine sahip çıkacak, milletin taleplerini dillendiren ve yerine getirecek kimsenin olmayışı bir nebze hükümete ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a olan öfkeleri yatışmasına neden olmaktadır.
Şu kısa zaman diliminde muhalefetteki partiler bir türlü üzerinde ittifak edebilecekleri bir
adamı çıkartamayışları; partilerin millet menfaatli olmaktan uzak, tamamen parti ve şahsi
menfaatlerinin ön planda olduğunu göstermektedir. Bu durumu da toplam çok net olarak olayları
görmektedir. Dolayısıyla halkın ve milletin diliyle “ aşağıya tükürsen sakal, yukarıya tükürsen…
İktidardaki hükümet 15 yıldan fazla geçmesine rağmen halen halkın beklentilerini
karşılamaması, muhalefetin güven vermemesi, halkın kafasının karışmasına neden olmaktadır.
Millet, iktidarın taleplerini yerine getirmemesi ve uzun süre geçmesine rağmen bir türlü gerçek
toplumsal menfaatlere hükümetin kayıtsız kalması, halkı muhalefet partilerini desteğe itilmesine
sebep olmaktadır. Ancak muhalefete destek verildiği takdirde; ülkenin istikrarsızlığa gitme durumu
olduğu, muhalefetteki partilerin mevki kavgasına girecekleri, toplumun sorunlarına eğilip,
çözmekten çok kendi aralarında olabilecek şahsi, mevki ve menfaat sorunlarında takılacakları,
haliyle olabilecek tüm istikrarsızlıkların faturası millete kesileceğini iyi bilmektedir.
Millet şuanda her oluşumun tam ortasındadır. Bir tarafın toplumun sorunlarına lakayt
kalması toplumu rahatsız etmekte, diğer tarafta millete güven vermemektedir. Üçüncü çıkış yolu
görünmüyor. Ancak tüm çıkış yolları hep millet mi gösterecek, yol, yordamını söyleyecek?
Siyasetçiler hiç mi duymazlar, akıl almazlar.
Üçüncü yolun çözümü yine dolanıp dolaşıp Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan’a
takılmaktadır. Anahtar kendisinde. Halkın ve Milletin beklentisi çok değildir. Şahsi de hiç değildir.
Tek beklentileri, Milleti-Halkı, Mecliste temsil edecek ve yerel yönetimde kendilerini yönetecek
insanların kendi değerleri ile uyuşan, halkın ve milletin değerlerine saygısı olan, milletle dertleşen,
kendisine ulaşmak istenildiğinde ulaşılabilecek, insanlara yüksekten bakmayacak, helal-haram
mefhumu olan, ihalelerle vurgunlar yapmayan, toplumsal hastalıklara karşı duyarlı ve çözüm
üretebilecek, toplumun ifsadı için değil, toplumun imarı için çalışan, ihalelerden uzak, para ve
nüfusları ile halkı küçümsemeyecek insanların seçilmesini ister.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu sefer bu şekilde halkın değerlerini ve
beklentilerini yerine getirmezse, halkın bir çoğunun seçime gitmeyeceğini düşünüyorum. Çünkü halkın bir noktada ne olursa olsun dediği de olmuştur.