Hür dava partisini sağlıklı değerlendirebilmek için bu partinin, geliştirdiği söylem ve tarzı iyi bilmek gerekir. Bu partinin şekillenmesinde katkı sağlayan olay ve olguları iyi incelemeden ortaya sağlam bir analiz çıkarmak mümkün görünmüyor.
Hür dava partisinin vücut bulmasında coğrafi, ülkesel, siyasal, sosyal, dini parametrelerin katkısı çok önemlidir. Bu partinin hayatiyet bulmasında pkk ve devlet sisteminin bölgede uyguladığı politikalar çok etkili olmuştur.
Uzun yıllar boyunca bir taraftan cumhuriyet rejiminin, öbür taraftan ulusalcı kürtlerin baskı ve dayatmalarına maruz kalan bir mütedeyyin kitleden bahsediyoruz. Kendi kimliği ile var olma mücadelesi uzun yıllar boyunca bu kitleye ağır bedeller ödetmiştir. Zamanla bu kitle kendini ve halkını korumak için bu çok boyutlu zulümlere karşı çeşitli enstrümanlar geliştirmiştir.
On yıllar süren mücadelelerden sonra, bu hareket yeni enstrümanlar ile bu kutsal varlık mücadelesini farklı bir boyuta taşıyarak büyük kitlelere hitap etmeye başladı.
Hür dava partisinin kuruluşu taze olmasına rağmen, kökü uzun bir geçmişe dayanıyor. Özellikle kitlesel kutlu doğum etkinlikleri, bu hareketin geniş bir toplumsal taban bulmasına vesile olmuş ve halktan gelen yoğun talepler hür dava partisinin kurulmasına neden olmuştur.
Hür dava partisinin kimlik yapısına baktığımız zaman dinsel bir anlayış karşımıza çıkıyor. Parti kendini kuran ve sünnet referanslı, halkın inanç ve değerlerine saygılı bir oluşum olarak tanıtıyor. Halkın dini ve kültürel değerleri ile ters düşmeyen, programını bu değerlerin üstüne oturtan bir parti hür dava partisi. Bu partinin tabanının yaptığı faaliyetlere baktığımız zaman halkın dindar yapısına katkı sağlayan, halkı geliştiren, asimile etmeyen çalışmalar çıkıyor karşımıza. Taban en büyük mücadelesini ahlaki yozlaşmaya karşı veriyor. Ak parti nin bu konuda söylem dışında ciddi bir politika geliştirmediği ve ulusalcı kürtlerin halkın değer yargılarına ters, ahlaki yozlaşmayı teşvik eden yapısı düşünüldüğünde ancak bu çabanın ne kadar önemli olduğu anlaşılır.
Hür dava partisine yakından bakıldığında bu coğrafyanın sesi, kokusu ve rengi daha iyi müşahede edilmiş olacaktır.
Partinin kurulma sürecine baktığımız zaman Müslümanların temel ilkelerinden biri olan istişare çıkıyor karşımıza. Kuruluş sürecinde halkın nerede ise bütün kanaat önderleri ile, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve alimler ile istişareler yapıldığı bilgimiz dahilindedir.
Hür dava partisinin söylemelerine baktığımızda hem rejime karşı, hem ulusalcı kürtlere karşı hem de Müslüman coğrafya da ve dünyada, Müslümanlara alan açma çabası var. Belediyecilik temelinde bir taraftan ideolojik bir belediyecilik anlayışına öbür taraftan yolsuzluk ve hırsızlık anlayışına karşı ‘dürüst belediyecilik, gerçek adalet ve belediyeler hizmet yeridir partizanlık yeri değildir’ söylemlerini geliştirmiştir. Çalmayacağız, çaldırtmayacağız, belediyelerin malını yetim malı gibi koruyacağız iddiası ile yola çıkmaktadır. Durum bu şekilde olunca bunun tersini yapmak bu partiyi daha taze iken bitireceğinden bu verilen sözlerin uygulanmaması en fazla bu partiye zarar verir. Dolayısıyla bu konuda dürüst ve cesaretli olmasa, elini bu şekilde taşın altına koymazdı.
Bölge insanını ağaların, güç sahiplerinin, ulusalcı örgütlerin insafına terk edenlere karşı, toprağa atılmış bir tohumun yeşerdiğini gösteren bir oluşumdur hür dava partisi. Bölgede üçüncü bir yol arayanların umudu olma yolunda sağlam adımlarla ilerleyen bir partidir. Adil ve paylaşımcı yönetim ilkesine dayanan bu parti bu bölgede son otuz yılda atılan en önemli adımdır.
Bu parti referanslarını ne devletçilikten, ne milliyetçilikten, ne de bu toprağın kokusunu, rengini yansıtmayan yabancı ideolojilerden alıyor. Referans olarak islamı, hz peygamberi ve onun ashabını alıyor. Bu partinin kadroları Ebubekir in akl ı selimini, ömer in adaletini ve ali nin ilme bakışını miras almışlardır. Yas ta ve sevinç te halkının yanında olan, sıla i rahimi gözeten bir anlayışa sahiptirler. Kendilerini Ebubekir in, ömer in, osman ın, ali nin, selahattin in, şeyh sait in varisleri olarak görürler. Hz ali nin şu sözünü örnek alırlar.’ Biz vasat bir ümmetiz, bizden geri kalanlar bize yetişecek, bizi beğenmeyenler bize dönecek.’ Ve şunu söylüyorlar ‘ siyasetçiler genelde vicdan ile cüzdan arasına sıkışırlar, biz ancak yasal prosödürler ile ilahi meşruiyet çizgisi arasına sıkışırız, böyle bir durum oluştuğunda da tavrımızı ilahi meşruiyet çizgisinden yana koyarız.’
Bu partinin kadrolarına baktığımız zaman kendilerine yapılan baskılara karşı vasat bir yol izlediklerini görürüz. Ne aşırı tepki geliştirirler, ne de sinip kendi kabuklarına çekilirler. Dil ve söylemlerine baktığımız zaman dar bölgede sıkışıp kalmayan bir yapıya sahiptir. Geliştirdikleri dil sadece kendi bölgelerine hitap eden bir dil değil. Ülkede ve islam coğrafyasında huzurun yerleşmesi noktasında çabaları ve söylemleri olduğunu görüyoruz. Bu davanın kadroları ehil, emin ve adil olma düsturuyla hareket ederler. Barıştan ve kardeşlik hukukundan yanadırlar.
Durum böyle olunca, Müslümanca bir yönetim, dindar ve adil liderler isteyen, büyük bir kitleye hitap edecek bir partinin kurulduğunu ve aktif siyasette kendine çok rahat yer bulabileceğini söyleyebiliriz. Hem kısa hem uzun vadede çok geniş bir kitleye hitap edeceğini ve kitlelerin desteğini sağlayacağını söylemek hayalcilik olmaz.
Hür dava partisi bütün sıkıntılara rağmen siyaset sahnesinde geri dönmemecesine yerini almıştır. Geleceğin Türkiye si ve orta doğu da nasıl bir vizyon ve misyona sahip olacağını hep birlikte izleyip göreceğiz. En iyisini Allah bilir.
Taha Mutlu