Allah c.c, insanları yeryüzüne imtihan için gönderdi. Ve yeryüzüne gönderirken, dünya hayatının şartlarını ve yaşama koşullarını Kuran’ı Kerimde açık ve seçik bir şekilde beyan etmiştir. Dünyada inanan insanların olabileceği gibi Allah’a ve Ahiret gününe inanmayan, şeytanların peşine düşecek insanlarında olabileceğini yine aynı şekilde Allah c.c Kuran’ı Kerimde beyan etmiştir. Daha sonra hayatta insanlığa, inananlara yol gösterici olarak Allah (c.c.), Hz. Adem’den Hz.Muhammed (s.a.s)‘e kadar insanları uyaracak resul ve peygamberler gönderdi. Bu peygamberlere de bir kısmına suhuf, bir kısmına kitap gönderdi. İnsanlığı hiçbir zaman başıboş bırakmadı. Allah (cc) sürekli insanları takipte tuttu ve ne zaman yollarını şaşırmış ve şeytan yoluna düştükleri veya düşecekleri tehlikesi olduğunda, kendilerine içlerinden bir uyarıcı, peygamber göndermiştir. Hz. Muhammed (s.a.s)’ e de son peygamber olarak tüm insanlığa gönderilmiş ve kıyamete kadar Allah’ın koruması altında olan Kuran’ı Kerimi gönderdi. Kuran’ı Kerime uyan, emir ve yasaklarına riayet eden bireyler üstün ahlak sahibi, mutlu ve mesut olurlar. Kendisine uyan toplumlar mutlu ve huzurlu bir toplum olurlar. Tarihte bunun örnekleri çoktur.
Kalem Suresinde de aynı şekilde Kuran’ı Kerimde inananlara, açık ve seçik olarak hayatta kime itaat edilmeyeceği, kimin dost edilmeyeceği, hayatta kime değer verilmeyeceği, sosyal ve siyasi alanda kimlerle birlikte ve kimleri önder ve büyük kabul edilmeyeceklerini göstermektedir. Müslümanlar, hayatın her alanında olduğu gibi sosyal ve siyasi alanda da Kuran’ı Kerimin mesajlarına uyulsa, aynı şeklide Müslümanların hayatlarında kalite olacağı gibi, yaşantılarında hayal kırıklığına uğramayacaklarını ve daha sağlam ve emin adımlarla yürüyeceklerdir. İşte Kalem suresinin 8 ile 14. ayetlerde biz inananlara hayatta ilişkin uyarıları:
Ayet 8. O halde yalanlayanlara itaat etme.
-İnkarcıları dinleme,tanıma, sözlerini tutma, sürüklemek istedikleri yanlış yola gitme, haksızlıklarına, isyanlarına aldırmaması ve yalancılara karşı uyanık olunması emredilmektedir.
Ayet 9. İstediler ki, sen yumuşak davranışta bulunasın da onlar da yumuşak davransınlar...
-Bu insanlar, inananlardan, isterler ki, alçak düşüncelerine, haksızlıklarına ilişilmemesi, yalanlarına sağ sürülmesi isterler, onların yalanlarını ortaya çıkartmamak istiyorlar, dolayısıyla hayatta onlara muvaffak etmek istiyorlar. Müslümanlardan kendilerine sağcılık yapmalarını isterler. Bu şekilde Müslümanların hiç kimseye yağcılık yapmaması öğütlenmektedir.
Ayet 10.İtaat etme! Habire yemin eden, aşağılık her kişiye...
-Çok yemin eden, çok yemin etmeye alışmış insanların yalan söyleme özellikleri olduğunu, dolayısıyla yeminle Müslümanların kandırılmamasını, aşağılık kişi de; dalkavukluk, laf taşıyan, insanların arasını bozmaya çalışan kişileri tespit edip bunları dost ve önder kabul edilmemesi.
Ayet 11.Ayıplayan, koğuculuk yapana,
-İnsanları ve onların gıybetini yapana ve insanların arasını bozmaya çalışan, söz taşıyanlara itaat edilmemesi.
Ayet 12.Durmadan hayra engel olana, haddi aşan günahkara,
-İslam’dan ve hayırlı işlerden alıkoyan kimseye tabi olma, çok günah işleyen, kalbi katı kimseye de uyma,
Ayet 13.Küfründe ısrarcı, kaba, sonra küfründe işaretli soysuza,
-İnsanlara zulmetmek suretiyle aşırı giden, hakkı ve sınırı aşan, kaba insanlar, yani mütevazılıktan uzak, insanları küçümseyen, üstten bakan soysuz insanlara itaat etme..
Ayet 14.Mal ve oğulları çok diye,
-Onca rezilliklerine rağmen, sırf malı ve adamları, güçleri vardır diye onlara itaat edilmez. Bu tür insanların şerrinden korunmak için kendilerine itaat edilse büyük bir zillettir.
Tüm bunlar göz önüne alındığında, Müslümanların siyasal ve sosyal hayatların her alanında Allah (c.c)’nin bize öğütlediği şekilde uymakla mükellefiz. Herkes etrafına bir bakınsın, arkasından gittiği, sevdiği ve kendisine tabi olduğu kimselerin vasıflarını ve özelliklerini bu ayetler ışığında değerlendirsin.
İşler iyi gitmiyorsa, uyarılara uymadığımızdandır. Vesselam.