Bugünlerde kaybettiğimiz insanlığımızın sonucunda kaybolan çocukları arıyoruz. Askerimizle, özel timler ve halkımızla yollara koyulduk. Kaybolanları bulmaya. Kaybolan çocukları arıyoruz. Artık her gün seyrettiğimiz acı haberlerle uyanıyoruz. Ve her gün bir yerde çocuk kayboluyor, ya da çocuk istismarına uğrayan çocukların hikâyeleri var haber bültenlerinde. Hem devlet yetkilileri ,hem de millet olarak bu acı verici kahredici olayları telin ediyoruz.
Ancak hem devlet aklı, hem de toplumsal olarak bir şeyi ıskalıyoruz gibi geliyor bana. Bu olumsuz olaylar neden oluyor? Sebebi nedir? Neyin sonucunda bu olaylar oluyor? Toplum olarak, ne kaybettik, devlet olarak nerede yanlış yaptık? Gibi çözüm arayışlı ciddi olarak üzerine durup tahlil ve durum tespiti yapılması gerekir.
Toplumda sadece bu olumsuz olaylar değil, bunun gibi haber olmayan bir sürü sorun ve toplumun geleceğini tehdit eden olaylar oluyor. Bu olumsuz ve kültürümüze, medeniyetimize, bize hiç yakışmayan olayların sebebini tespit etmek çok zor değil ve çok ta okuyup kafa yormaya da gerek yoktur. Toplum olarak insanı insan yapan değerlerimizi kaybettik. Bu değerler hem İslami hem insani değerlerdir. Bu değerlerin bulunmadığı toplum da, toplum olmaktan çıkıp bir yığın olur ve felaketler ve sıkıntılar eksik olmaz. Bu değerlerin insanın içinde olmadığında, o insan insanlıktan çıkıp vahşi bir canavara dönüşür.
Bu değerler; merhamet, şefkat, sevgi, saygı, yardımlaşma, acıma duygusu, paylaşma gibi hem insanı insan yapan, hem de toplumu bir araya getirecek, sıkı bağlar kuracak değerlerdir. Bu değerler insanı insan yapar. Bu değerlerin bulunduğu yerde, güven olur, mutluluk olur, hayat güzel olur.
Bu değerleri kaybettiğinizde; hem toplum olarak, hem birey olarak, kendinizi güvende hissetmezsiniz, ne kadar paranız, mülkünüz olursa mutlu olamazsınız. Hayatı güzel ve kaliteli yaşayamazsınız. Toplumda her gün olumsuz haberlerle karşılaşırsınız, hayata ilişkin tüm sevginiz ve mutluluğunuz, mutsuzluğa çevirilir.. İyi haberler, iyi ilişkiler insanı iyi eder. Kötü haberler kötü davranışlar insan ve toplum üzerinde anlayamadığımız ve hissetmediğimiz kötü, negatif enerji yayar ve farkında olmayan sizi mutsuz eder.
Dolayısıyla hem devlet olarak, hem de toplum olarak ve birey olarak herkesin üzerine düşen görevi yapmakla mükelleftir. Bu duruma nasıl geldik? Neyi kaybettik? Soruları üzerinde yoğunlaşarak, insanımızın ve toplumumuzun kaybettiği bu değerler nelerdir? Bu değerlerin kaybolmasına sebep olan nedir? Ve bu değerleri nasıl tekrar ihya edilir üzerinde ciddi olarak çalışıp bu değerleri tekrar hayatın ortasına, insanın gönlüne koyma çalışması içerisinde olunması gerekir. Bu değerleri kaybettiğimizden beri insanımız mutsuz ve huzursuzdur. Hastanelerde açılan her bir psikolog bölümü, yapılan her yeni cezaevi, ıslah evleri, korunmaya alınan çocuklar, sığınma evleri bir çözüm üretmedikleri. Aslında tüm bunların her gün çoğaldıkça kötü gidişatın habercisi ve kaybettiğimizin değerlerinin habercisidir. Sonuçlar üzerinde yoğunlaşılacağı yere, sebepler üzerinde yoğunlaşırsak o zaman belki bu kötü ve olumsuz olayların önüne geçilebilir. Sadece sonuçlar üzerinde yoğunlaşıp konuşursak zaman kaybetmiş olur ve toplum olarak, devlet olarak iflah etmez bir uçuruma doğru gittiğimizi bilelim.