Önce politikanın tanımı ile başlayalım, daha sonra polikitacılarımızı bu tanımlama ile mukayese edelim. Gerçekten bu partililer, toplumun önderleri olduklarını iddia eden ve toplumun önünde yürüyenlerin nasıl bir politika yaptıklarını-ürettiklerini anlayacağız. Daha sonra toplum olarak nasıl yönetildiğimizi veya aldatıldığımızı bir nebze de olsa göreceğiz.
Sözlükte;" ‘politika’, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı, yöntem ve içerik olarak düzenleme ve gerçekleştirme esaslarının bütünü, davranış biçimi, düşünce yapısı, bir hedefe varmak ve karşısındakilerin duygularını okşama, zayıf noktalarından ve aralarındaki uyuşmazlıklarından yararlanma vb. gibi yollarla işini yürütme "şeklinde tanımlanmıştır.
Tanımdan anlaşıldığı gibi; politikacı toplumun önünde yürüyen, rehberlik eden, topluma sirayet edebilecek toplumsal felaket ve hastalıkları önceden kestirebilen ve buna karşı tedbir alabilendir. Politikacı,toplumun önünü açmak ve topluma sirayet edebilecek kötü alışkanlık, kötü davranış ve toplumu helake götürebilecek ahlaksızlığı önlemek ve def etmek için çözüm üretebilecek kapasite ve akla sahip olması gerekir. Toplumun mutluluğu ve saadeti için çaba sarf ederek tüm gücünü ve enerjisini bu iş için kullanmaktır. Yani topluma rehberlik ve babalık etmektir görevi. Deyim yerindeyse; toplumun sorumlu çobanı gibi davranması gerekir. Nasıl ki çoban, kendisine teslim edilen sürüyü kollamak ve korumak ve sürüyü en iyi şekilde otlatmakla mükellef ise, politika ile uğraşan, kendisini siyasetçi olarak addeden şahıslarında bu şekilde toplumu korumak, toplumun genel maslahatı ne gerektirirse bunu yapmakla mükelleftir.
Hepimiz medyadan, politikacılardan sık sık, para politikası , ekonomi politikası gibi deyimler duymuşuzdur. Demek ki paranın ve ekonominin de iyi bir şekilde yürütülmesi için iyi bir politika izlenmesi gerekiyor. Eğer devleti yönetenler, iyi bir para politikası ve ekonomik politika yürütemezlerse devletin ekonomisi daralır, enflasyon yükselir, işsizlik artar ve milletin hayat standardı düşer. Bu politikanın ekonomik boyutu. Birde insani yönü vardır. Dolayısıyla politikacının da yapması gerekenleri en iyi şekilde yapması gerekir.
Politikacı ve siyasetle uğraşan şahıslardan beklenen; toplum içinde meydana gelen güvensizliği, haksızlığı, rüşveti, adam kayırmayı, toplumun ana dinamikleri olan ailenin dağılmasında ve hızla artan boşanmaların önüne geçmek için proje ve rapor hazırlayıp ilgili uzmanlarca tetkik ve çözüm yollarına başvurmasıdır.
Şuan da yerel bazda mevcut politika yaptığını iddia eden, siyasetçi olarak kendini addeden şahısların yukarıda saydığımız özelliklerden bir tanesinin mevcut olduğu ve bu toplumsal hastalıklara değindiği veya bu durumdan rahatsızlık duyduğuna şahit olmadık.Şuanda tüm halkın gözü önündeki siyasetçilerin asıl yapmaları gereken bu saydığımız tüm hususların aksine, toplumsal bağı oluşturan tüm ilişkilerin kendi elleriyle hoyratça kopardıklarına şahit olmaktayız.
Ne yazık ki bugün toplumu ifsad eden ; rüşvet, adam kayırma, ihaleye fesat karıştırma, ihaleyi yandaşına verme, büyük çaplı hırsızlık( devlet deyimi ile hortumlama) ahlak dışı yaşam tarzı bu toplumun önünde yürüyen ve sözde siyasetçi olarak gören zümre tarafından gerçekleşmektedir. Toplumu ayakta tutup insanlar arasındaki ilişkileri güçlendirmek için çalışması gerekenler bugün bilakis tam tersi kendi elleriyle toplumu felakete doğru götürmektedir.
Toplum olarak biz artık siyasetçilerimizden nasıl bir beklenti içinde olacağımızı öğrenmemiz lazım. Eğer bizler halk olarak bu şekilde siyasetçilerin yaptıklarına göz yumarsak bunun toplumun felaketi olacağını anlamamız gerekir. Unutmayalım ki yapılan her türlü ahlaksız işlerin toplumun bir günahı olarak hanesine yazılır ve topluma ciddi bir şekilde felaket olarak geri döner. Şuan gözümüzün önünde yapılan tüm hortumlamaların bizim kesemizden gittiğini, emeğimizin çalındığını unutmayalım.