Toplum olarak her ne kadar siyasete çok merakımız olsa da; gerçekte siyasetin, politikanın amaçlarını çok irdelemiyoruz. Hatta bazılarımız oy kullanırken bile neye, niçin, kime oy kullandığını bile sorgulamaz. Aslında kullanılan her oy gelecek 5 yılımızın nasıl şekilleneceğine dairdir. Oy kullanırken hiç bu kadarını düşünmeyiz bile. Siyaset ve politik konuşmalar, tartışmalar uzun uzun yapılır. Bu tartışmalarda tarafgirlik ve dışlayıcı bir dil kullanılır. Doğrusu yerel anlamda da siyasetçilerimiz, politikacılarımız da bizim kadar bilir politikayı. Siyasetçilerde oy isterken, kendilerinin yanında olunması gerektiğini söylerken de; hiç bir zaman gelecekten konuşmazlar. Yapacaklarından da konuşmazlar. Bir şey yapmayı taahhüt etseler bile, ne biz inanırız, ne de onlar yaparlar.
Bunlardan konuşmayınca da; halkta bu hususları dillendirmez. Böyle olunca da, siyasetin gerçek anlamı, görevi, siyasetçiden bulunan özellikler, beklentiler de bu kargaşa arasında kaybolup gider. Ve siyaset dediğin; ortaya bugün olduğu gibi 5 yılda bir seçime gidilir, ya A ‘ya ya da B’ye oy verilir oldubitti. Ondan sonrası bu seçilen şâhısa her şey mubah görülür, sorgulanmaz, yalakalar etrafında dolanır durur. Oysa bu mesele ciddi ve çok önemli bir durumdur. Dillendirilmesi, konuşulması, tartışılması gereken bir siyaset anlayışıdır. Uzun uzun tartışılmadığı, ortak akılla bir siyasi anlayış çıkartılmadığı takdirde; bugün olduğu gibi, bu kadar alenen, toplumda bireysel olarak yapılması durumunda çok ciddi infial yaratacak, rüşvet, faiz, edepsizlik, adam kayırma, hak gasp etme gibi sorumsuzlukla yönetim biçimi ortaya çıkacak ve çok kısık bir sesten başka bir ses duyulmamaktadır. Böyle kötü bir yönetimle gidildiğinde, bizden sonraki nesillere de bu yönetim biçimi miras olarak bırakacağız. Bizlerden sonra da belki de bu siyasi anlayışımız kabul görecek ve bu düzen bu şekilde devam edip gidecektir. Bu siyasi ve politika anlayışımızın tekrar kitaplarda tanımlandığı gibi öğrenmek, öğretmek ve bu ilkelere göre hareket etmek tarihe, gelecek nesillere karşı sorumluluğumuz vardır. Günümüz dünyasında artık bireylerin, devlet ve kurumlarından hizmete ilişkin bakışı sürekli değişmektedir. Dolayısıyla bizimde siyasete, politikaya karşı beklentilerimiz değişmesi gerekir. Artık siyasetçilerden, politikacılardan kaliteli olmaları yanında, kaliteli hizmetin sunulması için beklentilerimiz olması lazım.
Her şeyden önce Adalet kavramı ön planda olacaktır. Özet olarak belirtmek gerekirse;
Adalet: Hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmes.
Eşitlik: Herkese ve her kesime eşit bir şekilde davranmak.
Dürüstlük ve Doğruluk: İnsan ilişkisinin bulunduğu her yerde dürüst olmayı ve içtenliği gerektirir. Yöneticiler, yalandan uzak, doğrudan yana tam bir güven sağlamak zorundadırlar. Vatandaşlara tarafsız olarak hizmet sunmak zorundadır.
Sorumlu olma: Sorumluluk alma işi yapmayı üstlenmektir.
Sevgi: İnsanın kendisiyle ve başkasıyla güzel ilişki kurması demektir.
Şeffaflık: Yöneticilerin açık davranabilmeleri gerekir.
Eleştiriye açık olma: Yöneticiler eleştiriye açık olmaları gerekir.
Bu ve bunun gibi hayatı kolaylaştıracak kavramlar üzerinde bir siyasi düşünce ve beklenti içine girmemiz gerekir. Maddi ve manevi fayda, çıkar sağlamadan, özel menfaat beklemeden, kamu malları ve kaynaklarını gerçek amaçları ve hizmet gerekleri dışında kullanmayacağı ve kullandırmayacağı, bu mal ve kaynakları israf etmeyeceğini, insanların sorunlarını sorun eden, hakikat sütünü emen politikacıların görülüp desteklenmesi gerekir.