Ankara siyaset merkezinde uzun süre konuşuldu. Bu konuda yazan-çizenler herkes kendi baktığı pencereden yazdı çizdi. Bir kısmı Ülkenin beka sorunu var dedi, bir kısmı beka sorunu yok dedi. Türkiye’nin beka sorunu yok diyenler; şu anda herhangi bir dış tehdit altında olmadıklarını ve böyle bir sorun olmadığını bu nedenle beka sorunu yersiz ve gereksiz bir kaygı olduğunu düşündüklerini yazdılar, çizdiler, söylediler. Yok Türkiye’nin beka sorunu var diyenler ise; şu anda özellikle güney cephesinde 90’lardan beri sıkıntılı olduğunu, Emperyalistlerin güney cephemizde 100 yıl önce çizdikleri sınırları şimdi tekrar yeniden çizmek istediklerini ve şu anda Suriye’yi savaş alanına çevirdikleri, PKK ve PYD gibi ülkemizde düşman örgütlerini beslediklerini bu nedenle ülkemizin beka sorunu olduğunu düşünmektedirler.
Ben de ülkemizin beka sorunu olduğunu düşünenlerdenim. Ancak şu anda siyasette ve basında konuşulan ve yazıların dışında bir düşüncedeyim. Ülkenin beka sorunu var ancak, siyasetçilerimizin ve sözüm ona aydınlarımızın düşündükleri gibi bir beka sorunu değil. Benim beka sorunu var dediğim husus, şu anda beka sorunu var diyenlerin kaygılarından daha büyük bir kaygı ve endişelerinden daha büyük bir endişe edilecek bir beka sorunu olduğunu düşünüyorum. Bazıları düşündüğü gibi, biz yedi düvelle savaşıyoruz, o zaman mevcut iktidar partisinin siyasetine ve politikasına destek vermemiz gerektiğini, şu anda partinin yaptığı tüm olumsuz ve hataları görmezden gelinmesi gerektiğini söyleyenler var, ancak bu tür iddia ve istek çok cahilce söylem ve bir iddiadır. Emperyalistler üzerimize üzerimize geldikleri, işgal ve sömürmek istedikleri doğrudur. Ancak iddia edildiği gibi değildir. Şöyle ki; şu anda sayın Cumhurbaşkanı, ülkenin güneyinde, oynanan oyunlara müdahil olmak istediği ve özellikle Suriye’de yapılmak istenen plan ve projenin içinde olması gerektiğini, Türkiye ‘nin içinde olmadığı bir eylem planının boş olacağını söylemektedir. Emperyalist, sömürgeci ülkelerde Türkiye’nin bu şekilde Ortadoğu üzerindeki oyunlara müdahil olması, işlerine çomak sokması zorlarına gitmektedir.
Bu durumda sürekli Batı dünyası ile bir savaş halinde görünmekte ve bu daha çok ekonomik savaş olarak kendini göstermektedir. Bu durum siyasetçilerin ve halkın gördüğü ve yorulmadan konuştukları tablodur. Oysa bundan daha vahim bir sorunumuz var. Şu anda ülkemizde, iç alemimizde daha büyük manevi savaşlar kopuyor. Büyük-küçük, genç- çocuk, hepimiz emperyalistlerin beyin yıkama ve kültürümüzün sömürü bombardımanı altındayız. Şu anda emperyalistler her taraftan bize, gençliğimize, geleceğimize, neslimize kast etmektedir. Geleceğimizin teminatı ve ülkemizin bekasını daim kılacak neslimiz şu anda büyük bir tehdit altında. Gençlerimiz artık, inancını ve değerlerinden uzak bir şekilde büyümektedirler. Tamamen haz ve hız peşinde gözleri kapalı bir şekilde yol almaktadırlar. Bu neslimizi ve gençlerimizin karşılaştıkları tehlikeye karşı hiç bir ciddi bir eylem planı ve politikası yapılmamaktadır.
Diğer beka sorunu tehdit eden mesele ise, toplumu bir araya getiren, bir arada olmalarını sağlayan temel değerler, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünü tehdit eden hastalıkların gün geçtikçe, çoğaldıkları, mantar gibi her yerde kendilerini göstermeleri durumu. Bu hastalıklar ülkenin ve toplumların çöküşüne neden olan hastalıklardır. Bunlar ; adam kayırma, torpil, ihaleye fesat karıştırma, devletin aşırı israf uygulamaları, atananların ve seçilenlerin devletin parasının babalarının malı gibi çarçur etmeleri, şatafat içinde yaşamaları ve çok lüks makam araçlarıyla halkın üzerinde baskı kurma duyguları, partiye yakın olanların çok kısa süre içinde köşeleri dönmeleri, haksız kazanç, ehliyetsiz ve diplomalı cahillerin, haram mefhumu olmamaları, partiye ve merkeze yakın insanların her türlü işe girebildikleri ve hakları olmadığı halde istediklerini alabilme, merkeze uzak ve garibanların tüm bunlardan uzak kalması, devlet politikasından kaynaklanan sözüm ona aileyi koruma yasandan kaynaklanan uygulamaların aile birliğimizi bozması gibi ve daha bir çok hastalıkların toplumda gittikçe yaygınlaşması toplumu ciddi anlamda germektedir. Toplumun artık gittikçe devlete ve devlet büyüklerine, devlet temsilcilerine olan güvenlerini kaybetmeye doğru gidilmektedir. Böyle bir durumda halk artık devlete güvenmeyecek hale gelince ülkede çok ciddi bir beka sorunu olduğu ortaya çıkmaktadır. Tüm bunları göz önünde alındığında evet ülkede beka sorunu var diyorum.